Vazgeçilmez ve hayati bir ihtiyacımız olan su, artan nüfus, çevre kirliliği, küresel ısınma gibi farklı faktörler ile ulaşılması güçleşen ve tükenen bir kaynak haline gelmektedir. Soruna yönelik farklı önlemler alınmakta, bunun yanı sıra pek çok devlette değerli kaynağımız olan su hakkında kalıcı çözümler üretmeye çalışmaktadır. Bu çözümlerden biri olarak 1992 yılında Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansı 22 Mart gününü Dünya Su Günü ilan ederek global anlamda suyun önemi artırmaya çalışmıştır. Bununla birlikte teknolojinin gücünün artması ile birlikte de suyun daha verimli korunması ve tasarruflu kullanılmasına yönelik farklı ürünler üretilmeye başlanmıştır. Elbette sadece suyun önemini artırarak su kaynaklarımızı koruyamayız. Var olan kaynaklarımızı doğru kullanmamız, bunun için su tasarrufu yapmamız gerekmektedir. Bu noktada su tasarrufu yapmamıza neden olan en önemli faktörü de ele almamız gerekmektedir. En önemli faktör ise kuraklıktır. Kuraklığı önleyici ve su tasarrufuna yardımcı olacak her katkı, bizlerin geleceği için oldukça önemli adımlar olacaktır. Suyumuzu korumalı ve ona sahip çıkmalıyız ki dünyadaki tüm canlılar için hayati önemdeki su kaynaklarımız tükenmesin. Su tasarrufuna geçmeden önce oldukça önemli bir tehdit olan kuralıktan bahsedelim.
Kuraklığın Nedenleri Nelerdir?
Tanımına baktığımız zaman “nem miktarına bağlı olarak su kıtlığı” şeklinde açıklanabilen kuraklık, aslında bir iklim olayıdır. Küresel ısınmanın getirmiş olduğu yükselen sıcaklar ve azalan yağışlar bu iklim olayının çok daha sık ve farklı yerlerde de gerçekleşmeye başlaması sonucu dünyamız için tehlike oluşturmaya başlamıştır. Bir doğa olayı olarak karşımıza çıkan kuraklık, kimi zaman ise insan faaliyetleri yüzünden tetiklenmektedir. Kuraklığın meteorolojik kuraklık, tarımsal kuraklık ve hidrolojik kuraklık olarak üç türü vardır.
Kuraklığın oluşmasına sebep olan etmenleri genel olarak sıralayacak olursak :
Kurak bölgenin yüksek sıcaklıklığına bağlı olarak nem dengesinin bozulması.
Yağışların azalması ve buna bağlı sıcaklık artışı nem dengesi değişimi.
Bölgesel ve coğrafi farklılıklar.
Antropojenik sebeplerle doğal hayatın tahribatı.
Yer altı ve yer üstü su kaynaklarının kurutulması, kirletilmesi, atık dönüşümünün sağlanmaması.
Su tasarrufu yapılmaması.
Çevre kirliliğini artması.
Yağmur oluşumuna katkı sağlayan bitki örtüsü ve ormanlık alanların tahribatı.
Atmosfere zarar verecek zehirli gazların motorlu taşıtlar ve sanayi bacalarından filtrelenmeden salınması.
İnsan eliyle doğal hayata verilen zarara bağlı olarak küresel ısınmanın artması ve yağış dengesinin bozulması
Sebepleri sıralanabilmektedir.
Kuraklığın Sonucu Oluşacak Sorunlar Nelerdir?
Kuraklığın bir iklim ve doğa olayı olduğunu söyledik. Dünya üzerinde yaşayan her canlının hayatı, doğa içerisindeki dengenin korunmasına bağlı sürdürülür. Aşırı kuraklık ve yağış azlığı bölgedeki canlı nüfusuna zarar vererek tükenmesine sebebiyet verir. Yavaş gelişen doğal afetler sınıfında olmasıyla birlikte hayat kaynağı olan suya erişimin kaybolması ve bu yavaş gelişme evresinde fark edilmemiş, önlem alınmamış olması kuraklık gerçekleştiğinde pek çok tehlike için geri dönülemez seviyelere ulaşmasına sebep olabilmektedir.
Kuraklığın sonuçlarını ise aşağıdaki gibidir;
Topraktaki nem azalarak ağaçların ve orman arazilerinin tahrip olmasına sebebiyet verir.
Kurak iklim ile suya erişim neredeyse imkansız hale gelir ve susuzluk doğadaki tüm canlılar için tehdit oluşturur.
Temiz suya erişim sağlanamayarak salgın hastalıkların artmasına ortam hazırlanır.
Tarım arazilerine yeterince su sağlanamayacağı için tarımsal kıtlık ve ekonomik zarar gözlemlenir.
Su kaynakları yetersizlikleri sağlık problemlerine sebep verir.
Otlak arazileri kuraklıktan etkilenir ve bu arazilere bağlı olan hayvanlar gıdaya erişemediklerinden dolayı yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalırlar.
Türkiye; dört mevsimin yaşandığı bir ülke olmasına karşın çeşitli sebeplerle kuraklıktan etkilenmektedir. Özellikle son yıllarda temiz suya erişim noktasında yağışların azalması ve baraj seviyelerinin düşmesi ile bu durumun gelecekte ciddi sorunlara sebep olma ihtimali yüksektir. Bu noktada kuraklığın sonuçlarından olan su kıtlığını önleyebilmek için toplumsal olarak bazı önlemler almalı, suyumuza sahip çıkmalıyız. Önemlerden ilki ve en önemlisi suyun değerini anlamak ve su tasarrufu yapmaktır.
Su Tasarrufu Yapmanın Önemi
Kuraklığın oluşturacağı su kıtlığını önleyebilmenin ilk yolu var olan su kaynaklarının korunması, yani su tasarrufu yapmaktır. Hızla artan dünya nüfusu, su ihtiyacını artırmış fakat dünyamızda var olan su kaynakları bu ihtiyacı karşılayabilecek seviyeye ulaşamamıştır. Yaşanan bu durumun en önemli sebepleri ise bilinçsiz su kullanımı, çevre kirliliği ve doğa tahribatı ile su kaynaklarına verilen zarar ve su tüketimi ve tasarrufuna yönelik önlemlerin alınmamasıdır.
Oysa ki su tasarrufu ile :
En hızlı ve en düşük maliyetle su kıtlığına önlem alınabilir.
Su tasarrufu ile var olan su kaynakları korunabilir.
Nüfus içerisindeki dengesiz su dağılımı önlenebilir.
Temiz suya erişimi olmayan bölgelere adil su dağılımı sağlanabilir.
Canlıların yaşamlarını devam ettirmeleri ve su canlılarının yaşam alanlarının korunması hızlı ve etkili bir biçimde sağlanabilir.
Çevre kirliliği ve doğa tahribatı azaltılarak küresel ısınma, su kıtlığı, kuraklık ve türlerin yok olma tehlikesi azaltılabilir.
Suyun verimli ve tasarruflu kullanılması enerji tasarrufu ve verimli enerji kullanımı sağlayarak ekonomiye katkı sağlar.
Su tasarrufu sağlanarak etkili tarım ve hayvancılık yöntemleri geliştirilir ve gıdaya erişim daha kolay ve düşük maaliyetli gerçekleşir.
Su tasarrufu ile su dengesinin korunmasına yardımcı olarak doğal dengenin sürmesine katkıda bulunmuş oluruz.
Su, hayatımız için vazgeçilmez bir ihtiyaç olduğu gibi su tasarrufu da suyun korunması için vazgeçilmez bir zorunluluktur. Su tasarrufunun önemi konusunda bilinçlenmeli ve nasıl yapılacağını öğrenerek su kıtlığı, kuraklık gibi doğal afetlerden kaynaklanan zararları en aza indirmeliyiz.
Su Tasarrufu Nasıl Yapılır?
Su tasarrufu; sistemli, sade ve geniş bir alanda uygulanabilir şekilde bir su politikası haline getirilerek gerçekleştirilmelidir. Bunun için ise toplumun her kesimine görev düşmektedir. Belediyelerden ev ve işyerlerine, devlet dairelerinden okul ve bahçelere, tarım arazilerinden baraj yapımlarına kadar su tasarrufu etkili bir plan çerçevesinde hazırlanmalı ve bir toplum hareketi ile su kaynaklarının korunması ve bu korunmanın sürdürülmesi, nesiller boyu sağlanması gerekmektedir. Artan nüfus, yağış azalmasına bağlı kuraklık ve su kıtlığı her ne kadar pek çok devleti harekete geçirmiş olsa da toplumsal olarak bilinçlenme ve harekete geçme noktasında sıkıntılar yaşayabilmekteyiz. Su ayak izini azaltmak ve su tasarrufunu sağlamak için yapılması gerekenleri sıralayacak olursak:
Belediyeler su bilançosu hazırlayarak bulundukları bölgelerin ihtiyaçlarını belirlemeli ve buna yönelik önlemler alarak halkı bilinçlendirmeledir.
Cadde, sokak ve tarım arazilerinde su kaçakları, boru patlamaları, atık su tahliyesindeki yanlışların tespit edilmesi ve tamiratı hızlanmalı.
Yağmur suyunun etkin ve verimli bir biçimde depolanabilmesi için yeni projeler hayata geçirilmeli.
Şehirlerde, parklarda, çevre düzenlemelerinde basınçlı su kullanılarak su tasarrufu sağlanmalı.
Evlerde su tasarrufu yapılabilecek alanların tespiti ve bilinçlendirme yapılmalı.
Arızalı, akıtan, kaçak musluklar tamir edilmeli ve tasarrufa yardımcı olacak bataryalar tercih edilmeli.
Sifon kullanımı, sıcak su kullanımı, bulaşık ve çamaşır temizliğinde suyun boşa kullanımını engellemenin yollarını bulunmalı. Bulaşık ve çamaşır makineleri tercih edilerek suyun daha az tüketilmesi sağlanmalı. Yüksek verimli sifon kullanımı ile tuvaletlerde su tasarrufu 16 litreden 4 litreye indirilmeli.
Su aparatları olan perlatör ve armatürler kullanılarak su tasarrufuna teknolojik yenilikler eklenmeli ve tasarruf arttırılmalı.
Akıllı sulama sistemleri ile tarım arazilerinde su tasarrufu sağlanmalı.
Evlerde kullanılan aletlerin ekolojik dengeye uygun aletler olmasına dikkat edilmeli.
Su aparatları bilinçli bir şekilde kullanılmalı.
Musluklarda düşük akımlı havalandırıcı musluklar tercih edilerek su tasarrufuna katkı sağlanmalı.
Su tasarrufunu destekleyen su dostu tuvaletler kullanılmalı.
Otel, iş yerleri, alışveriş merkezleri gibi alanlarda düşük akımlı armatörlere kullanılarak su tüketimi azaltılmalı.
Su Tasarruf Aparatı Perlatör Nedir?
Musluklardan çıkan suyu hava ile karıştırarak ıslanma etkisini arttıran su tasarrufu aparatlarına pelatör denir. Halk arasında tasarruflu musluk başlığı olarak bilinen perlatör, suyun çıkma deliğinin çapını ayarlayarak su basıncını ayarlama imkanı veren bir aparattır.
Su Tasarruf Aparatı Perlatör Ne İşe Yarar?
Islanma etkisini arttırarak az su ile çok daha fazla iş görmeye yardımcı olan perlatörlerin tek tasarruf etkisi bu değildir.
Ayrıca :
Su basıncını ayarlayarak %30-50 verimlilik imkanı sunar.
Enerji kullanımında verimlilik sağlar.
Suya hava karışması ile oksijeni arttırarak sudaki klorun ve kokusunun uzaklaşmasını hızlandırır.
Bol oksijen suyun tadını güzelleştirir.
Yıkanan ürünlerin üzerindeki temizlik malzemesi artıkları, hava karışımlı ve basınçlı su kullanılarak temizlendiğinde artıklardan daha kolay kurtulunur.
Akış hızını düzenleyeceği için su saçılması engellenir.
Suyu yabancı cisimlerden-biyolojik olmayan- filtre eder.
Fıskiyeli akış,yıkanan ürünlerin daha hijyenik yıkanmasına yardımcı olur.
Perlatörleri ev içerisinde yapılabilecek su tasarrufunun musluklardan başlayan yolu olarak değerlendirebiliriz. Bununla birlikte kullandığımız ürüne göre perlatör başka katkılar da sağlayabilir. Örneğin; Delifer Eneji’nin Bio Perlatörleri, doğada çözünebilen, bio plastik ham maddeli tek üründür. Daha az toksik madde ve fosil yakıt kanserojen maddeleri içermediği için sağlık için olumsuz bir etken oluşturmaması da avantajdır. Ayrıca kompost olan ve %100 yenilenebilir hammadde olması ile çevreye verilecek zarar önemli ölçüde azalmaktadır. Böylece Bio Perlatör ile sadece su tasarrufu yapmaz ayrıca doğal hayatın korunmasına da destek vermiş olursunuz.
Su Kaynaklarının Korunması
Su vazgeçilemez ihtiyacımız olduğu gibi suya erişim noktasında korunması sağlanması gereken bir kaynaktır. Yeraltı ve yerüstü su kaynaklarının bulunduğu araziler koruma altındadır. Bununla birlikte temiz su ve atık su ayrıştırmaları, sanayi atıklarının filtrelenmesi, yağmur sularının doğru depolandırılması, su tasarrufu ile var olan su kaynaklarımızı korumamız gerekmektedir. Tatlı su dünyadaki suyun %2.5’lik kısmını oluştururken bu miktarın buzul ve buz tabakaları altında olması ayrıca suya ulaşımı önemli ölçüde azaltmaktadır. Nehirler, sulak araziler, yağış temel su kaynaklarımızı oluştururken bunların bilinçsiz kullanılarak korunmaması var olan kaynaklarımızın kaybolmasına sebebiyet verir. Üstelik insan kaynaklı çevre kirliliği ve doğa tahribatı su kaynaklarımızın korunmasında olumsuz bir etki oluşturmaktadır. Su kaynaklarının verimli kullanılabilmesi ve korunabilmesi için farklı projeler, tasarruf yöntemleri ve su politikaları izlenmelidir. Bunlardan bazıları evlerde de uygulayabileceğimiz basit tasarruf yöntemleridir ve su kaynaklarının korunmasında önemli faktörlerdendir.
Su Tasarrufu İçin Armatür Kullanımının Önemi
Aletin ana bölümünü oluşturan kısım olup, su armatürü – su bataryası olarak adlandırılan bir kavramdır armatür. Özellikle teknolojinin hayatımızın pek çok alanında kullanımının artmasıyla birlikte akıllı armatürler evlerde kullanılmaya başlandı. Bu sayede sıcak suyun sadece gerekli olduğunda akmasının sağlanması, dakikada belli miktarda suyun akmasının sağlanması, tek kollu armatürler sayesinde daha hızlı istenilen suya ulaşılması, sensörler ile özellikle toplu kullanım alanlarında su damlama ve boşa harcamayı önlenmesi ise su tasarrufuna destek sağlamış olmaktadır. Ayrıca doğru armatür seçimi ve su tasarruf aparatı olan perlatörlerle de litrelerce suyun kaybedilmesini önleyerek su tasarrufuna katkıda bulunabilir.
Çok faydalı bir yazı olmuş, teşekkürler. :)